

Cömertlik
Eli açıklık, semahat, bonkörlük, mürüvvet. Güzel huylardan biri. El açıklığı, malı, parayı hayırlı yerlere dağıtmaktan lezzet almak; İslamiyet’ in emrettiği yerlere seve seve vermek. Zıddı cimriliktir ve kötü bir huydur.
Cömertlik, hiçbir karşılık beklemeden ihsanda,bağışta bulunmak demektir. Teşekkür edilmeyi, övülmeyi istemek de cömertliğe yakışmaz.
Cömertlik, hiçbir karşılık beklemeden vermektir. Muhtaçları gözetmeden vermektir. Muhtaçları gözetmek, istemeden vermek ve verdiğini azımsamak cömertliktir.
Cömertlik, kendine ihtiyacı olmayan şeyleri başkalarına vermektir. Îsâr ise, kendine gereken şeyleri vermektir. Yani başkalarını kendine tercih etmektir.
*** Elini boynuna bağlayıp asma [cimrilik etme], büsbütün de açıp saçma. [itidalli ol, iktisada riayet et. Malını, kendine kalmayacak şekilde dağıtma!) Sonra kınanmış olur ve eli boş açıkta kalırsın. [İsra 29]
*** Kendisine gerektiği şeyi, kendi arzu ve ihtiyacını tehir edip başkasına verirse, Allahü teâlâ onun günahlarını affeder. (Hadisi Şerif)
*** *Allah cömerttir, cömetliği ve güzel aklakı sever. (Hadis-i Şerif)
*** Cömert, nasihat vermekle yetinmeyip yardım eder. (Vauvenargues)
*** Cömertlik güzeldir, fakat zenginlerde olursa daha güzel olur. (Hadis-i Şerif)
*** Cömertlik olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşın hayrı yoktur. (Ahmet Bin Kays)
*** Cömertlik, adaletin çiçeğidir. (Hawthorne)
*** Cömert insan, almaktan çok vermeyi sever. (Cbevalier de Mere)
*** Cömertlik fazla vermekten ziyade yerinde ve zamanında vermek demektir. (La Bruyere)
*** Cömertlik, dostluğun özüdür. (Oscar Wilde)
*** Cömertlik sadece verdiklerinizle değil, hareketlerinizle de ölçülür. (George Mc Donald)
CÖMERTLİKLE İLGİLİ BİR HİKAYE
Hz.Ali’ nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib´in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.
Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir köpek belirdi.
Köle elindeki ekmeği köpeğin önüne attı. Köpek ekmeği derhal yedi.
Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Köpek bunu da bir kerede sildi süpürdü.
Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden işine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp sordu:
"Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?"
Köle sıkılarak cevap verdi:
"İşte bu üç parça ekmek."
"O halde neden kendine hiç ayırmadın?"
"Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim."
"Peki sen ne yiyeceksin şimdi?"
"Oruç tutacağım."
Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı.
Sonra köleye döndü ve bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi:
"Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum."
Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve:
"Ama o köpeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir
hurmalığı ve hürriyetini vermişsin" dediklerinde, şu karşılığı verirdi:
"Ama o elindeki her şeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını."
CİMRİLİK ve CÖMERTLİK İLE İLGİLİ SÖZLER
“Cimrinin yüzüne bakmak, insanın kalbini katılaştırır. Cimrilerle karşılaşmak, müminler için beladır.” Bişr-i Hâfi
“Bazısının eli verir, gönlü vermez; bazısının da gönlü verir, eli vermez; her ikisi de cimridir.” Cenap Şehabettin
“Zavallı cimrilerde mezbaha köpeklerine benzer.” Ferideddin-i Attar
“Ey âdemoğlu, şaşıyorum sana! Kendi arzularının yerine gelmesi için israf olarak harcıyorsun da, bir dirhem ile Rabbinin rızasını kazanmakta cimrilik ediyorsun.” Hasan Basri
“Cimri öyle bir kişidir ki, dünyada fakir gibi yaşar, ahirete zengin gibi hesap verir.” Hz. Ali
“Dünyalık sana yöneldiği zaman, sen de vermesini bil. Zira vermek, o malı tüketmez. Dünyalık senden yüz çevirdiği zaman yine ver. Çünkü o mal, devamlı sende kalmayacaktır.” Hz. Ali
“Cömertliğin aslı, kendi malından verip, başkasının malını korumaktır.” Hz. Ali
“Dört şey devam ettikçe, din ve dünya ayakta duracaktır: Zenginler, malları ile cömertlik ettikçe; âlimler, ilimleriyle amel ettikçe; cahiller, bilmedikleri bilgilerle kibirlenmedikçe; fakirler, dinlerini dünyalarına satmadıkça.” Hz. Ali
“Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar verme salahiyeti zayıflarda olursa, işler bozulur.” Hz. Ebû Bekir
“Cimrilikten kimse bezirgân olmaz.” Karacaoğlan
“Irmak kıyısında suyu sakınan, suyu görmeyen kişidir.” Hz. Mevlâna
“Üç zümreye, üç şey çirkin düşer: İdarecilere, sertlik; âlimlere, mal sevdası; zenginlere ise cimrilik.” Molla Cami
“Cimrinin gümüşü, kendisi gömülünce topraktan çıkar.” Sadi
“Sıkışık zamanında imdadına koşacak kimse isteyen, bolluk içindeyken cömert olmalıdır.” Sadi
“Cimri, borç para isteyecek olan kişinin geldiğini bir fersah uzaktan görür.” Sadi
“Altının ne olduğunu mihenk, cimrinin kim olduğunu dilenci bilir.” Sadi
“Akıllı kişi odur ki; malını güve düşmeyecek, hırsız almayacak yerde saklayandır. Yani Allah yolunda harcayandır.” Abdullah bin Mes’ud
“Kendi elinle verilen bir akçe, senden sonra verilecek bin akçeden daha değerlidir.” Ferideddin-i Attar
“Bulut gibi, damlayla su al denizden,
Verdiğinde bol bol ver esirgemeden.” Genceli Nizâmî
“İnsanların en cömert olanı, istemeden veren; en asil olanı da, intikama gücü yeterken bağışlayandır.” Hz. Hüseyin
“Kıyamette bir devenin iğne deliğinden geçmesi, cimri bir zenginin cennete girmesinden daha kolaydır.” Vehb bin Münebbih
“İnsanların malca en cimrisi, namusça en cömertidir. Yani malına kıymaması, namusunun ayakaltı olmasına sebep olur.” İbn-i Mu´tez
“En hayırlı cömertlik, ihtiyaç sahibini arayıp ona vermektir.” Ebû Süleyman Dârânî
“Cömertlik, saadet anahtarıdır.” Nâsır-ı Hüsrev
CÖMERT İNSANIN DAVRANIŞLARINA BİR ÖRNEK
Peygamberimiz ve ailesi evine gelen konuklara son derece nazik davranmış, onlarla yakından ilgilenmiş ve onlara karşı cömert davranmıştır.
Bir keresinde Habeş Kralı tarafından Medine´ye bir heyet gönderilmişti. Peygamberimiz bu heyete bizzat kendisi hizmet etti, onlarla yakından ilgilendi. Bu durum sahabenin (Peygamberimizin dostlarının) hayretine gitti. Peygamberimiz onlara,
"-Bunlar bizim arkadaşlarımıza ikram ettiler. İlk muhacirleri hoş karşıladılar. Ben onlara bunun karşılığını bizzat vermek isterim" diyerek cömertliğini ve vefasını göstermiştir.
Peygamberimizin eşi Hz. Aişe hakkında şöyle bir olay anlatılır:
Zamanın halifesi Muaviye, Hazreti Aişe´ye binsekizyüz seksen dirhem kıymetinde erzakı hediye olarak Hazreti Aişe validemize göndermişti. Hazreti Aişe, bu erzakın tamamını yoksulara dağıttı Akşam olunca da hizmetçisi Ümmü Dürre´ye:
— Git biraz ekmek - zeytin al, iftar edelim, dedi. Ümmü Dürre Hazreti Âişe´nin emrini yerine getirdikten sonra:
— Bugün bu kadar erzak dağıttın ne olurdu, onların tamamını dağıtmasaydın, biraz et alsaydık, bu akşam iftarımızı etli yemekle yapsaydık, dedi.
Hazreti Aişe validemiz, hizmetçisinin durumunu düşünüp
— Keşke önceden söyleseydin, birazcık ayırırdık, dedi.
Peygamberimiz, verebileceği ne varsa çekinmeden verirdi. Kimine para verir, kimine yemek yedirir, kimine elbise giydirirdi. Bazen alacağından vaz geçerdi. Bazen birinden bir şey satın alır, parasını öder, sonra da aldığı şeyi satıcısına hediye ederdi.
Peygamberimiz, ailesini ve diğer Müslümanları da cömert olmaya davet ederek, hayırsever insanların dünya ve ahiret mutluğunu kazanacaklarını; imkanı olduğu halde hayır yapmaktan kaçınan kimselerin ise mutsuz olacaklarını bildirmiştir.